“Asla unutma. Korku insana yavaş yavaş farkındalığını kaybettirir. Böylece birer korkak olur çıkarız.”-Persepolis
“Yeni bir bakış, yeni düşünceler… Bir güneş ışığının, insan ruhuna yapabildikleri ne ilginç!”- Dostoyevski
Güneş Enerjisinden elektrik üretim sektörü fırsatlarla dolu bir sektör, tüm sektörlerde olduğu gibi zorlukları olsa da öğrenip, iş yapmaya başladığınızda çevrenize ve hatta dünyanıza yaptığınız güzel katkılar sayesinde manevi açıdan da tatmin olabileceğiniz ve kendinizi iyi hissedebileceğiniz bir iş sahası. Hayat ve canlılık için daha az zararlı bir şey yapmanın verdiği ruh halinin para karşılığı yok nitekim. Özellikle çevresel felaket senaryolarını aklınızdan geçirdiğinizde bir an önce dünyanın bu ve benzeri sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji projeleriyle yapılandırılarak verdiğimiz zararların azaltılması ve geleceğimizi kurtarmamız gerektiği fikriyle yüzleşiyoruz. Aslına bakarsanız Küresel Isınmanın ve insan kaynaklı diğer değişimlerin doğal çevre ve insan yaşamındaki etkilerinin iyiden iyiye hissetmeye başladığımız bu dönemde bilim insanları da kamuoyunu yaklaşan tehlikelerle ilgili olarak uyarmaya çalıştığını çeşitli mecralardan duyuyoruz, okuyoruz.
Grönland’da eriyen buzulların metan salınımı, BM bünyesinde İklim Değişimi Panelinde dünya için kırmızı alarm verilmesi, Antarktika’daki yıllık buz kaybının 40 yıl önceki verilere göre altı kat fazla olması, Amazon yağmur ormanlarındaki kuraklık sıklığının artması ve yangınlar, Mercan Resiflerinin yok olması, Permafrost (donmuş Toprak) çözülmesi, Batı Atlantik buz örtüsü erimesi, Kutup altı ormanlarının yangınlarla yok olmaya başlaması, deniz sevisinin yükselmesi ve bundan kaynaklı 300 milyon üzeri insanın hayatının tehdit altında olması, doğada eşi benzeri görülmemiş bozulmalar ve türlerin yok olması gibi konular geçtiğimiz (2019) yıl itibariyle bilimsel mecralarda yüksek sesle konuşulan konular haline geldi. İşin en ilginç tarafı James L. Powell isimli araştırmacının, 1 Ocak 2019 ve Ağustos 2019 sonuna kadar “iklim değişimi” ve “küresel ısınma” konularında hakemli dergilerde yayınlanan toplam 11.602 makale üzerinde yaptığı incelemeleri açıklayan, Bulletin of Science isimli dergide yayınlanan, araştırmasında Bilim insanlarının tarihte ilk kez insan kaynaklı küresel ısınma ve çevresel değişimler konusunda %100 uzlaştığını ifade etmektedir.[1] Bu durumda dünyanın sonunun bizim kendi ellerimizce hazırlandığını görmememiz imkansız gibi duruyor. Bu yüzden yenilenebilir enerji ve özellikle çevreye en zararsızı güneş enerjisinden elektrik üretimi büyük önem arz ediyor.
Bu önemin ayrımına varmış bir kişi olarak güneş enerjisinden elektrik üretimine yönelik proje geliştirmek isteyenlere küçük bir rehber hazırlamak istedim. Proje geliştirme alanlarını; 2020 yılında gözde proje geliştirme alanları olacak Mini YEKA’lar (lisanslı GES’ler), Çatı üzeri ve her ne kadar çok mümkün olmasa da arazi üzeri “lisanssız yönetmeliğine uygun” GES’ler olmak üzere ikiye ayırdım. Lisanssız Güneş enerjisi santrali deyince sektöre uzak pek çok kişi yok ben ruhsatlı olsun, onaylı olsun istiyorum şeklinde bir yakınmada bulunabiliyor. Bu nedenle ilgili yönetmeliği anmakta fayda var diye düşünüyorum. Bu yazımda Mini YEKA’lara odaklandım ve proje geliştirmenin püf noktalarını anlattım.
Bir Yaşam Felsefesi olarak Proje Geliştirme
Güneş Enerjisinden elektrik üretimi tamamen proje bazlı bir sektör. O yüzden bu sektöre giren bir kişinin proje geliştirmeyi yaşam felsefesi haline getirmesi gereklidir. Peki ya bu Proje geliştirme nedir? Aslında hayatımızın her anı, her hamlemiz bir projedir. Sabah kalktıktan sonra gün içinde yapacaklarınızı düşünürken bile günlük bir yaşam projesi hazırlamış oluyorsunuz. Projeniz her ne olursa olsun; projenizin kişisel ya da kurumsal hedefler doğrultusunda ve belirlenmiş zaman içerisinde gerçekleşmesini sağlamalı, projenin ihtiyaçlarını analiz etmeli, proje için gerekli yenilikçi fikirler geliştirmeli, iyileştirmeler yapabilmeli, ön maliyet analizi yaparak resmi proje bütçelerinin belirlenmesi için ilk adımları atmalı, olası sorunların tespitini yapmalı, riskleri en aza indirmek için risk yönetimi gerçekleştirmeli, proje planlarını hazırlamalı, trend tahminleri, rekabet analizleri ve proje geliştirilen alanda gelişmeleri araştırmalıdır. Bu “beylik” tanımlamalar aslında biraz düşündüğümüzde hayatımızın her anında yaptığımız genel işler. İş yerinde ya da evde, yemek yaparken, doğum gününde misafirlerinizi ağırlarken, çocuğunuzun sünnet düğününü organize ederken, tatil öncesi ve sonrası, cenaze merasimini düzenlerken vs. vs. Hayatımızın her anı bir proje ya da “mini projeler” bütünü olarak algılanabilir. O yüzden insan türü için proje geliştirmek aslında gayet sıradan, günlük bir faaliyetten ibaret denebilir. Problem projenin büyüklüğüne göre değişiyor sadece. Mısır piramitlerinin Nil nehrinin taşmasından etkilenmemesi için konumlandırılmasını düşünmek bundan 4500 yıl önce yaşamış “Dahi Mimar İmhotep” (Hayır The Mummy filmindeki mumya abimiz değil kendisi) için basit bir analiz ve çözüm bulmaktan ibaret iken, basamaklı piramit şeklini ortaya çıkarmak üstün bir çalışma ve zekanın ürünü. Yani projelerin büyük çoğunluğunun üstesinden gelmemiz basit insani iç güdülerle ve normal zekâ ile sağlanabilirken; zorluklarla mücadele de insanüstü gayret, çalışma, disiplin, istikrar ve “üstün zekâ” ya ihtiyaç vardır. Üstün zekâ kelimesini kullanınca merkezi yerleştirme sınavında tüm soruların cevabını vermekten bahsetmiyorum, çalışma hayatımda öğrendiğim önemli hususlardan biri şuydu: Analitik açıdan yüksek zekaya sahip pek çok kişi, konu belirli alanlarda ciddi çözümler bulmaya geldiğinde çok beceriksiz olabiliyorlar. İki-üç dil bilen, Türkiye’nin en baba üniversitelerinden mezun, programlama dilleriyle haşır neşir bir mühendisin dahi çok basit çözümleri olan hususlarda basit olan çözümü değil de zor olan çözümsüzlükleri saatlerce hatta günlerce ele aldıklarını ve sonuçta başarısızlıkla imtihan edildiklerini gördüm. Oysa ki çözüm çoğu zaman gözümüzün önünde durur ve hatta gözümüzün içine sokulabilir. Bir de bir konuda uzmanlaşmak ve tecrübe edinmek gerçekten zaman işi. Algı düzeyinin yüksek olması, üstün bilişsel beceriler bir yere kadar, sonrası “zaman harcamak” ve istikrar. Bu nedenle bir proje geliştirmek isteyen kim olursa olsun önerim zaman konusunda taviz vermeden, istikrarlı bir şekilde bu konuda çalışmak ve hayatın her anını bir proje gibi değerlendirip kendini geliştirmek olacaktır. Çünkü benliğimizin en önemli projesi bizler; yani “kendimiziz”!
Lisanslı Mini YEKA Güneş Enerjisi Santralleri Geliştirmek
Öncelikli olarak isminin mini olduğuna bakmayın geliştirmeniz gereken proje 10 MW(Megavat), yani 320Wp(Vatpik) güneş panelinden tam tamına 31.250 adete ihtiyacınız var, devasa işlem gücüne sahip, üstün teknoloji ürünü onlarca invertöre, 240.000 metre özel güneş enerjisi kablosuna (duruma göre değişir), binlerce ton çeliğe, kilometrece uzunluğunda olabilecek enerji nakil hattına, sorunsuz çalışması gereken büyük Trafo tesislerine, inşaatı esnasında çalışması gereken onlarca, yeri geldiğinde yüzlerce işçiye, mühendise, teknikere ihtiyacınız var. Ama her şeyden önce sen değerli “proje geliştirmeci”, sana ihtiyaç var! Şu anda ofisinde sosyal medya gezintisinden sıkılmış bir halde pineklerken, patronun ya da müdürün kapıdan aniden içeri dalıp, ismini seslenecek ve 5 dk. içerisinde yapılacak toplantıya acilen hazır olman için seni çağıracak. Sen daha sandalyede kendini toparlayamadan odadan çıkıp, toplantı odasına hızlı adımlarla gidecek. İşte senin için motivasyonun, adrenalinin başladığı nokta. O toplantı anı geldiğinde, tüm sorulara cevap verebilecek durumda olmanız için gerekenler:
- Mini YEKA, Yenilenebilir Enerji Kaynak alanları yönetmeliğine göre 39-41 adet ilde her biri 10MW GES bağlantı izni verilecek şekilde ihaleler yapılacak.
- İhale Şartnameleri muhtemelen Ocak 2020’de yayınlanacak, İhaleler Nisan 2020’de yapılacak.
- Muhtemelen nisan ayında her il için ayrı ayrı yapılacak ihalelere katılımcılar muhtemelen ihale başına 500.000 USD geçici teminat mektubu yatırarak katılabilecek. İhaleye katılım için gereklilikler şartnamelerde daha net belirtilecek.
- İhale esnasında “Açık Eksiltme” usulü verilecek tekliflerden en düşük son 3 Teklifin geçici teminatları alı konacak. En düşük teklif veren ve ihaleyi alan firma gerekli yükümlülükleri sağlamazsa sırasıyla diğer 2 firmaya ihale verilecek. Artık hangisi uygunsa!
- İhaleyi alan firma muhtemelen teminat mektubunu 1 milyon USD’ye tamamlayacak ve 90 gün içerisinde arazi bulmak için mücadeleye başlayacak.
- İşte tam bu noktada Proje Geliştirme uzmanının ilk somut mücadelesi olacak. Arazi bulmak için zaten şartnameleri aldıkları dönemde, yani ihaleyi kazanmadan önce arazi alanları için çalışma yapılmışsa çok fazla sıkıntı yaşanmayacağını düşünüyorum. Ama ortada bir sorun var; ya Bağlantı izni belirli ihale yapılan ilin sadece belirli Trafo merkezlerine yönelik olacaksa? Bağlantı izni ilgili ilin belirli bölgelerine verilecekse? Ki evet öyle olacak. Bu durumda ihale şartnamesini görmeden arazi “kapatmanın” bir anlamı yok. Bu konuyu daha detaylı incelediğim yazımı okumanızı[2] tavsiye ederim: https://www.enerjiportali.com/nereyi-kapatalim-abi-mini-yekalar-nereye-kurulacak/
- Proje Geliştirme uzmanın ilk somut mücadelesi arazi bulmak dedik, bir bakıma en kolayı, çeşitli mecralarda GES’ler için ne tür araziler bulmamız gerektiğini okuyabilirsiniz. Burada en dikkat edilmesi gereken hususları kısaca özetleyeyim:
- Bulduğunuz arazi ve arazilerin kesinlikle Tarım arazisi olmaması gerekiyor. Marjinal Kuru tarım arazisine onay veriyorlar (ben olsam vermem o ayrı konu), Mera Bölgesi olmaması, Sit alanı vb. olmaması gerekiyor.
- Mevcut iletim hatlarına yakın olması ya da Enerji nakil hattı yatırımı için makul bir mesafede olması gerekiyor. İhale şartnamesinde belirlenecek “bağlantı bölgesine” yakın bir yerde olması gerekiyor.
- Arazinin Kadastroda kayıtlı bir yola cephesi olması ve İmara uygun bir yerde konumlanması gerekiyor. Çünkü yönetmelik diyor ki; “YEKA amaçlı bağlantı kapasite tahsis yönteminde alan seçimi, gerekli etüt ve izinler, yarışmayı kazanan tüzel kişi tarafından YEKA Kullanım Hakkı Sözleşmesi ve Şartname koşulları içerisinde tamamlanır.”
- Bakanlık ya da EPDK araziyle ilgili sadece gerekli iyi niyet çerçevesinde yardımcı olacak. Çok fazla şey beklemeyin. Bu nedenle YEKA’nın yatırıma hazır hale getirilmesi, gerekli diğer iş ve işlemler için tüm masraflar yarışmayı kazanan tüzel kişiye ait olacak.
- Gelelim en önemli konulara: Diyelim ihaleyi kazandınız, kullanım hakkı sözleşmesini imzaladınız. Kaç gün içerisinde araziyi Enerji işleri Genel Müdürlüğü’ne sunmanız gerekiyor? Cevap: 31 Aralık 2019 Salı günü jet hızıyla (evet, yavaş bir jet) yapılan YEKA yönetmelik düzenlemesiyle[3] “Şartnamede belirtilen süre içerisinde” ibaresi eklenmiş. Yani örneğin Urfa’da yapılan ihalede bu süre 90 gün olabilirken, Ankara’da yapılan ihalede 120 gün olabilecek. Bu arada düzenleme yapılmadan önce her yer için aynı idi; yani 90 gün.
- Peki 10 MW için arazilerin hepsi yan yana 200 dönümlük bir sahada mı olmalı? Nerden bulacağım o kadar yan yana araziyi kardeşim? Bu sorunun cevabı naçizane anlama kapasitem doğrultusunda HAYIR (yanılıyor da olabilirim, bakalım göreceğiz). Tek şart; şartnamede belirtilen bağlantı bölgesi içerisinde olması ve aday YEKA olarak sunulan alanlarının toplamının şartnamede belirtilen asgari orana (bu oran %70’den az olamaz) karşılık gelen kurulu güçte elektrik enerjisi üretim tesisi kurmaya müsait olmasıdır. Bu şu demek oluyor: Güneş Enerjisine dayalı Elektrik üretimi başvurularının teknik değerlendirmesi hakkında yönetmelik[4] kapsamında başvurunuz değerlendirilecek. Ve bu yönetmelikte geçen kavramları öğrenmeniz gerekiyor. Burada iki önemli kavram var: SSKGY (Santral Sahası Alanı Kurulu Güç Yoğunluğu): Başvuru kurulu gücünün (MW) santral sahası alanının yüzölçümüne (km2) bölünmesi ile elde edilen değerin ilgili yönetmelikte EK-3’te (SSKGY Değerleri resimde verdim) belirlenen değerden küçük olması istenmez. Örneğin GES’in 5MW’lık kısmı için 100 dönüm (0,1 km²) saha sundunuz. 5/0,1= 50 olduğu için geçtiniz, tebrikler. Şayet 120 dönüm (0,12) sunsaydınız: 5/0,12=41,6 olduğu için arazini küçültte gel kardeşim denecektir. Bir de arazinizin aşırı küçük olma durumu var ki, bunun da temel kuralı yönetmelikte şu: “fotovoltaik teknolojiye dayalı başvurularda, santral sahası alanı, sistem verimliliği göz önünde bulundurularak modül toplam alanının 1,66 katından az olamaz.” Hepiniz matematik öğrendiniz, sanırım hesaplarsınız örnek vermiyorum. Bir de zaten daha önceden ön lisans almış sahalara dikkat edin derim. Arazi onayında bu konu da bir hayli önem taşıyacak gibi görünüyor.
Finansal Analiz Hakkında Düşünceler:
Somut mücadeleler bir yana, bir de soyut mücadeleniz var. Hesaplamalar, nakit akış analizleri, finansal modellemeler, ışınım tespitleri, ölçümleri kullanılacak panel teknolojisi, invertör konusunda güncel trendler, çelik fiyatlarındaki son 5 yıldaki artış/azalışlar, istatiksel modellemeler, net bugünkü değer yöntemleri, risk analizleri, fizibiliteler vs. vs. Evet sayın proje geliştirmeci arkadaşım. Senin görevin bitmez. Araziyi bulmadan önce bunları yapman gerekiyor. Artık kafanı kaldır cep telefonundaki oyundan ve finansla ilgili ne varsa okumaya başla, PVSOL ya da PVSYST programını öğren ya da zaten biliyorsan daha da ilerlet. Bu programlar yardımıyla yeni modellemeler geliştir. Bir simülasyonla kendini kandırma. O ihale günü gelip çattığında ihale zarfında kaç “dolar/cent” teklif vereceksin, bunu şimdiden iyi hesapla. Tabi bu analizleri yapmak öyle her babayiğidin işi değil. Bu analizleri yapabilmeniz için bilmeniz gerekenler:
- Öncelikle Son 5 yılda ne olmuş, önümüzdeki 5 yılda ne olabilir? Neden önümüzdeki 5 yıl dediğinizi duyar gibiyim. Sanırım ihaleyi alınca hemen ikinci gün kazma vuramayacağınızı biliyorsunuzdur. Bu projelerin lisans alımına yönelik “önlisans” süresini boş yere 22-24 ay (muhtemelen) olarak belirlemeyecekler. Sizin belirlediğiniz arazilerin imara takılma durumu var, sadece imar sürecinde bulunduğunuz yere göre 25-45 arası kamu kurum kuruluşu ve hatta özel firmalardan (Telekom, BOTAŞ vs. gibi) kurum görüşü toplamanız gerekiyor. Diyelim ki bir kurumda ciddi bir sıkıntı yaşadınız, tüm imar süreciniz için şimdiden geçmiş olsun. Sonuç itibariyle kişisel tecrübelerime dayanarak söylüyorum; projenizin yaklaşık hayata geçme süresi nereden baksanız 3. Yıl hadi bilemediniz 4.yıl olacaktır. Aslında zaten fotovoltaik güneş enerjisi sektörünü az çok bilen biriyseniz 4 yılda maliyetlerin düşeceğini ve mantıklı olanın da 3. Veya 4. Yıl tesisi işletmeye almak üzere fizibilite hazırlamak ve fiyatlama yapmak olduğunu biliyorsunuz demektir.
- İmar için özetin özetinin özetinin özeti algoritma şöyle ilerler: Arazi bul->Doğru Harita Mühendisi, Doğru Şehir Plancı, Doğru Jeolog, Doğru Müşavir, Doğru Ekibi bul–>En az 25 kurumdan İmar kurum görüşü topla (Şehir Plancın da toplayabilir)–> Sorun bulundu–> Başa Dön–> Arazi bul–> Araziyi EIGM’ye yeniden onaylat–>İmar kurum Görüşü topla–> Eş zamanlı ÇED Raporu al –>İmar planına esas jeolojik – jeoteknik zemin etüdü raporu yap–> sorun yok ise –> İmar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na müracaat et (Belediye Başkanı dahi olsanız sakın ha Belediye’ye başvurmayın)–>Evrakları sunun –>1/1000 ve 1/5000 imar planı onaylat–> Sorun yok ise –> Uygulama İmar Planı Yap (Parselasyon)–> Sorun yok ise –>Kadastro müdürlüğünden Tescil al–> Sorun yok ise –>Tapu Al –>Sorun yok ise –> Belediye’den/İl özel idaresinden Yapı ruhsatı al (Burada Allah yardım etsin ve sabır versin demek istiyorum, en zoru bu, hele o Belediyeler yok mu?) –> Tesis inşaatına başlamak için hazırlan–> EPDK’ya Lisans Almak için Başvur–> Sorun yok ise Lisans aldıysan –> İnşaata Başla
- 10 MW proje imar sürecinde, bakın sadece imar sürecinde ödenmesi gereken tutar 1.000.000 TL- 1.500.000 TL civarı olacaktır. Daha ucuza çözerim diyene itibar etmeyin. Basit bir hesap vereyim Çevre şehircilik Bakanlığının 1MW için onay harcı 2018 yılı için 15.000 TL civarındaydı. Yöre katsayısı[5] bu harç temininde önem arz ediyor. Harcı şu şekilde hesaplıyorsunuz: 15.000 TL x MW x Yöre Katsayısı (YK). Yöre katsayısı 2 olan bir yer için sadece ödeyeceğiniz imar harcı tutarı: 15.000 TLx 10MWx 2(YK) = 300.000 TL olacaktır. Fizibilitelere bunu eklemeyi unutmayın. Bu harç fiyatlandırması 2021-2022 yılında yılında 30.000-40.000 TL/MW olabilir, ayrıca yoğunluk artacağı için daha da yüksek bir harç tutarı görebiliriz.
- Gelelim Panel teknolojisi ve fiyatlarda olan değişime. 2019 yıl içerisinde çok büyük bir değişim olduğunu söylemek mümkün değil. Örneğin 2017 yılından 2018 yılına geçişte yaşanan %20’lik fiyat düşüşü yaşanmadı bu geçtiğimiz yıl. Modül ve hücre fiyatlarındaki değişimi çeşitli mecralardan takip edebilirsiniz. Bu konuda önerilerim PV-Magazine dergisi, http://pvinsights.com/ sitesi gibi online bilgilendirme siteleri. Örneğin pvinsgihts sitesinde son yapılan güncellemeye göre Monokristal Yüksek Verimli/ PERC Modül fiyat ortalaması 0,222 görünüyor, tabi bu Türkiye için geçerli bir fiyat değil. Mini YEKA’larda muhtemelen en az %60 yerlilik şartı arandığı için paneliniz bundan çok daha pahalı olacaktır. Tabi 2022 ve sonrası için ne olacak tahmin etmek pek kolay değil; ama benim önerim fotovoltaik panellerde Türkiye’de gözetim vergisi ve anti-damping olduğu müddetçe bu “pv-insights”[6] sitesinin yayınladığı ortalama fiyatın 5-8 USD/cent fazlasını hesaplayarak ülkemizdeki yerli panel üreticilerinin fiyatlarını tespit etmek olacaktır. Mesela bu aralar 27 USD/Cent ideal bir fiyat olarak değerlendirilebilir. (isterseniz bir panelciyi arayıp sorun 10 MW için)
Ama 2022 yılında bizim bambaşka bir Türkiye solar Sektörü bekliyor. O tarihte Türkiye’nin en büyük YEKA güneş enerjisi kurulmaya başlanmış ve hatta kısmen devreye girmiş olacak, ilgili YEKA’nın sahibi panel üreticisi firma %75 ve üzeri yerlilikle panel üretecek ve yerli hücre üretiminde büyük ihtimalle monopol (tekel) olacak. Yerlilik şartını rahatça yerine getirmek için diğer yerli panel üreticileri, kendileri hücre üretemedikleri için bu üreticiden hücre almaya başlayacak. Fiyat kontrolü büyük oranda bu firmanın elinde olacağı için fiyat ön görüsü yapmak şu an için mümkün değil diyebilirim. %60 ve üzeri yerlilik için birkaç yerli üretici kısmi ya da tam yerli hücre üretimine geçerse işin rengi değişebilir. Hücre üretim prosesinin %50’lik kısmını bile Türkiye’de güncel teknolojiyle yapabilen bir ya da birkaç firma ortaya çıkarsa fiyatlar dünya trendlerine uygun hareket edebilir. Bu belirttiğim ortalamadan 5-8 USD/cent fazla fark; 2-4 USD/cent veya altına inebilir.
- 2020 ve sonrasında Proje geliştirmeci için Panel teknolojilerinde en korkunç olanı ise yüksek verimli hücre teknolojilerinin fiyatlarının aniden düşme eğilimine girmesi ve bugün kullandığımız teknolojilerinin tamamının “çöp” ve “hurda” yığını olması riski. Örneğin 06.01.2020 tarihinde Bloomberg businessweek’te yayınlanan bir habere göre Las vegas ve Reno arasındaki çölde 2011 yılında kurulumuna başlanmış olan ve 2015 yılında hizmete başlamış Konsantre Güneş Enerjisi teknolojisi ile kurulan 1,1 GWh enerji Depolama ve net 110MW kurulu güce sahip “Crescent Dunes CSP (Konsantre Solar GES)” tesisi hedeflenen enerji üretiminin sadece %40’ına ulaşabildiği ve teknolojinin çok gerisinde kalarak istenilen hale gelemediği için müşteri sözleşmesinin feshi sonrasında, 2019 Nisan ayından bu yana enerji üretmedi. Crescent Dunes, merkezi alıcı kulesi ve SolarReserve’in gelişmiş erimiş tuz enerjisi depolama teknolojisine sahip ilk konsantre güneş enerjisi (CSP) tesisiydi. Şu an şebekeye bile doğru dürüst elektrik üretemeden çölün ortasında bir teknoloji mezarlığı olarak duruyor.[7] Örneğin şu anda severek kullandığımız silisyum temelli fotovoltaik panellerin 2020’nin ortasında malzeme mühendisliğinde oluşabilecek ani endüstriyel bir gelişme sonrası farklı bir malzemeyle üretilmesi, bu yüksek bir teknolojik yenilik nedeniyle rüzgârın tersine esmesi mümkün. Şimdiye kadar elimizde olan teknolojilerin tamamının demode olması pekâlâ mümkün.
- Güneş enerjisi santrallerinin gelecek senaryolarında en önemli kavram olan güneş panellerinin fiyatlarının düşme eğilimini iyi kötü biliyoruz. Ana akım ürünlerin miadı dolmak üzere, piyasada ana akım (mainstream) ürün olarak bilinen güneş panelleri 60 hücreli, standart alüminyum çerçeveli, beyaz arka korumalı, 260-285Wp güç aralığında paneller olarak biliniyor. Ama yüksek verimli fotovoltaik(FV) panellerin çağı başladı bile. Çello tipi (Çoklu baralı-Multibusbar), PERC, HIT, N-tip, back contact veya bunların kombinasyonları ile Bifacial ve diğer ürünlerle Biafacial kombinasyonları yaygınlaşıyor. Mini YEKA kurduğunuzda hangisini tercih edeceğinizi ve fiyat trendini iyi analiz etmeniz gerekiyor. Toplam yatırım maliyetine en büyük etken bu ürün çünkü. Çeliğin ve elektronik sistemlerle ile bakırın fiyatlarına yönelik süreçler için çok iyi analizler bulabilirsiniz. Ama inanın güneş enerjisinden elektrik üretimi ve fotovoltaik teknoloji bizleri çok fena “ters köşe” yapabilecek bir alan. Yine de toplam maliyetlerde basit bir akıl yürütme yapabiliriz. Örneğin 1 yıllık bir fiyat analizini aşağıdaki Avrupa Spot piyasalarındaki FV güneş paneli fiyatlarını gösteren grafikten incelediğimizde yüksek verimli panel fiyatları 0,36-37€/Wp civarından 0,32 €/Wp civarına düşmüş. Sadece 1 yıl içerisinde yaklaşık %14’lik bir fiyat düşüşü bu. Ana akım ürünlerde ise yine %16’lık bir düşüş mevcut. Sadece Türkiye sektörü içinden acı bir gerçek belirtmek gerekirse; FV panel toptan fiyatları 2017 yılında Polikristal FV paneller için 0,50-52USD/Wp civarı iken; bugün o dönem satılan ana akım ürünlerin satışı neredeyse bitmiş durumda ve PERC teknolojili monokristal ürünler 0,28-0,31USD/Wp civarındadır. Önümüzdeki 3 yılda panel fiyatlarında bu tarz agresif %50’lere varan bir düşüş beklenmese de %20-25 civarı bir düşüş olması gayet normal.
- Toptan Anahtar teslim Güneş Enerjisi santral fiyatlarını incelediğimizde. 2017 yılında 1050$/kWp seviyelerinde olan fiyatlar bugün 550$/kWp seviyelerine inmiş durumda. Çok bilimsel bir temellendirme olmadığı için biz bunu LCOE değeri üzerinden inceleyelim. LCOE-Levelised Cost Of Energy- yani “Bir değere indirgenmiş elektrik üretim maliyeti” orijinal sermaye maliyetinin (inşaat, finansman, yakıt, bakım, sigorta ve teşvikler gibi), sistemin ömrü boyunca üretilen toplam elektrik miktarına (kWsaat/kWH) bölünmesiyle hesaplanan bir maliyet terimi. Ayrıca Fotovoltaik sistemlerin şebeke paritesinde “LCOE” hesaplanmasında panellerin hâkim olması nedeniyle, FV panellerin toptan satış fiyatları şebeke paritesinin izlenmesinde ana unsur olarak kullanılır. 2009 yılında Fotovoltaik Güneş enerjisi santral sistemlerinin maliyeti LCOE cinsinden 355$/MWh iken şu anda 51$/MWh ve hatta altında seyretmektedir. 2010 yılından bu yana %85’lik[8] bir düşüşten söz etmek rahatlıkla mümkün. Toplam maliyette yıllık %8,5’lık bir düşüş ön görerek bu Mini YEKA GES’inizi kurmaya başlayacağınız yıl olan 2022 yılı ve sonrasında%25,5’lik bir düşüşle 412,5$/kWp gibi bir değerden söz etmek rahatlıkla mümkün olabilir mi acaba? Tabi panel teknolojisinin trendlerinde yolculuğun seyri burada büyük önem arz ediyor. Nitekim bugün yüksek fiyatlı sayılabilecek ürünler yarın bugün ki standart ana akım formuna o yıllarda geçebilir. Biraz pahalı gibi görünen Bifacial ve yüksek verimli teknolojilerin güncel fiyatlarını netleştirmek ve düşüş trendine göre 3-4 sene sonraki maliyetlerini hesaplamak gerekiyor. Ama yine de şu bir gerçek “e” maddesinde bahsettiğime benzer agresif teknolojik bir atak olmadığı müddetçe bu düşüş trendi rahatlıkla bir 5 yıl daha devam edebilir. Özellikle Çin’de süregelen ve sürmeye devam edecek “destek azaltışları ve şebeke tarifesine geçiş” nedeniyle Çin’li üreticilerin dış pazara yönelmesi ve fazla kapasitelerini satmaları için rekabete girmeleri kaçınılmaz bir gerçek. Bu da güneş paneli ana hammaddesi “hücre” fiyatının düşeceğini, haliyle yerli üreticilerimizin daha ucuza hücre alabileceğinin ve panelin genel fiyatının düşeceğinin göstergesi sayılabilir. Sizi korkutması gereken tek nokta %60 yerlilik için “yerel hücre fabrikası” tercihinde yaşanabilecek tekelci (monopolist) ya da birden fazla olursa oligopolist etki olmalıdır.
Proje Geliştirmeye Yönelik Öneriler
Arazi analizleri tamam, Mali analiz ve trend analizleri tamam, Sektörel araştırmalar tamam, İmar ve imara yönelik fırsat ve tehditleri çözdünüz ve raporunuz hazır artık. Buraya kadar bu yazıyı okumuş bir bireyseniz, patronunuzun, müdürünüzün, danışmanlık vereceğiniz yatırımcının ilk bakacağı şeyin ne olacağını söyleyeyim. “Kaç para vereceğim, kaç yılda geri dönüş alacağım?”
Geri kalan her şey inanın onlar için laf-ü güzaf. Benim bunca anlattıklarım, trendler, analizler, havada uçuşan analist firmalarının sektöre yönelik yorumları, capex’ler, opex’ler vs. vs. hikâye. Tecrübelerim şunu söylüyor bir enerji yatırımı eğer 5 yılda geri dönüş alıyorsa, hadi yarın yapalım diyecektir, 5-8 yıl arasında biraz düşünecektir; olmazsa projeyi satarız diye düşünecektir ve onaylayacaktır, 8 yıl ve üzeri geri dönüş aldığını söylerseniz; yatırımcınız eğer Avrupalıysa biraz düşünür ve onaylayabilir, eğer Türk’se şayet büyük ihtimalle destek süresine bakar ve 10 yıl üzeri bir destek söz konusu değilse onaylamaz. Teminat mektubunu bir kenara koyarsanız, mini YEKA’ların inşaata başlanacağı tarihlerde basit matematikle, 1600kWh/kWp özel ışınım düzeyine sahip 10MW’lık bir GES maksimum 4-4,5 milyon USD’ye mal edilebilecek ve 4,0 USD/cent teklif verilse dahi kendini 7 ile 8,5 yıl arasında amorti edebilecektir. Olmazsa projeyi satarsanız ?
İşin şakası bir tarafa Türkiye ve dünyamız için çok
önemli olan Mini YEKA’lar umarım kesintiye uğramadan her yıl yapılır ve
ülkemizin çevre dostu enerji politikaları için adımlarımız kesintisiz devam
eder.
[1] Tübitak, Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı 626, Ocak 2020, sayfa 16
[2] https://www.enerjiportali.com/nereyi-kapatalim-abi-mini-yekalar-nereye-kurulacak/
[3] https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/12/20191231M4-5.htm
[4] Mevuzatları EPDK’dan da bulabilirsiniz: https://www.epdk.org.tr/Detay/Icerik/3-4541/gunes-enerjisine-dayali-elektrik-uretimi-basvurul
[5] Yöre katsayılarına Şehir Plancıları odasının şu linkinden bakabilirsiniz: http://www.spo.org.tr/resimler/ekler/9f6db407a5819b1_ek.pdf?tipi=30&turu=X&sube=0
[7] https://www.bloomberg.com/news/articles/2020-01-06/a-1-billion-solar-plant-was-obsolete-before-it-ever-went-online